Doğum Günleri ve Varlığı Onurlandırmak
Kutlama Zamanı |
Bir doğum günümü daha dakikalar önce geride bıraktım.
Ailem ve arkadaşlarımla Pazar günü başladığımız kutlamalar pazartesi de devam etti. Telefonlarım tüm gün susmadı. Yerli yabancı onlarca arkadaşımdan, danışanımdan, öğrencimden coşkulu, kalbe değen öyle mesajlar aldım ki sevgi yumağına döndüm, şımardım. İnsanoğlunun en temel ihtiyacı olan “varlığın onurlandırılması” ihtiyacım bugün en üst seviyede karşılandı. Bir süre daha kutlamalarla beraber benim prensesliğim de devam eder.
Bu dönemde yaşadığım heyecanı ve coşkuyu çok seviyorum. Sonrasında ise onca harika duygunun yaşanma seviyesinde bir gerileme dönemi başlıyor. Yenilenme hissinin verdiği o tatlı heyecan ve mutluluk yavaş yavaş düşüşe geçiyor. Ve bir anda hayat normale dönüyor. Duygu haritasında olgunlaşmaya katkısı bol, deneyimlemeye ise çok istekli olmadığım duygular da arada parazit yapmaya başlıyor. Çok şanslıyım ki; tüm bu duygularımla nasıl çalışacağımı biliyorum. Ama bu yazı ile esas paylaşmak istediğim, aldığım yeni karar:
Hissetmeyi sevdiğim duygular eğrisinin, kutlamalar sonrasında düşüş hızını artık minimize ediyorum. Çünkü yeni yaşımla beraber her gün varlığımı onurlandırmak, her günümü kutlamak kararı aldım.
* Çok değerli olduğumu biliyorum. Bu değerimin yaptıklarımdan veya yapamadıklarımdan değil, varoluşumdan gelen bir değerlilik hissi olduğunu biliyorum. Hepimiz varoluşun bir parçası isek, bu sistemde her birimiz olduğumuz halimizle çok değerliyiz.
** Olduğum halimle tam ve bütün olduğumu biliyorum. Neysem oyum. Evrenin mükemmelliği içinde her yaratılan mükemmel. Aksi olsaydı da eksik olsaydık, bu sistem nasıl işlerdi! Bu durumda, hepimiz mükemmeliz çünkü varoluşun bir parçasıyız.
*** Kendimi seviyorum. Kimse beni sevmesin, ben yine de beni seviyorum. Kendimi sevmek kapasitemi koşullar, kişiler, deneyimler üzerinden belirlemeye ihtiyacım olmadığını biliyorum. Şu meşhur “Aşkkk“ı kendimde aramaya niyet ediyorum. Çünkü biliyorum ki; kendini sevmeyen, dışarıdan sevgi ödünç alamaz.
B |
**** Kendime karşı şefkatli ve sabırlı olmayı seçiyorum. Her ne olduysa, her ne yaptıysam, ne yapamadıysam; tüm bunların benim deneyimimin bir parçası olduğunu biliyorum. Beni özgürlükten mahrum eden “Rezil olur Utanırım, yanlış yapar Suçlanırım” kırılganlığının üstesinden gelen formülün özüme sevgi, şefkat ve sabırdan geçtiğini biliyorum.
Bir insanın varlığının onurlandırılması, bu mutluluğun yaşanması için yaşgünü dönemlerini beklemek büyük bir kayıp. 100 yaşına kadar yaşayacak olsam, sadece 100 kere yaşayacağım bir deneyim ki bunların bir kısmını da anımsamıyor olacağım:)
Bu durumda; sizden gelen gelecek tüm kutlamaları sevgiyle kabul ediyorum. Yaşadığım tüm günlerde kalbimle varlığımı onurlandırmayı seçiyorum.
Yeni yaşımda hepinizin varlığına şükrediyorum.
İyi ki doğmuşum!
İyi ki doğmuşuz!
İyi ki Varız!
Bahar Soysal Özpınar
![]() |
Kapıdaki Ben |