40 Mucizesi

Neden 40tan sonra?

Bu sitenin domain ismini bundan yaklaşık 3 sene önce almıştım. Benim hayatımda 40lı yaşlarımın özel olacağını sezgisel olarak hissediyordum.

40tan öncesinde hayat beni nereye götürürse oraya gidiyordum. Gittiğim yerlerde kimi zaman mutlu ve başarılı hissediyor, kimi zaman ise güvensiz ve mutsuz hissediyor, isyan etmek istiyordum. Beni mutlu edenleri seviyor, mutsuz edenleri kabullenmekte güçlük çekiyordum. Özgürlüğü arıyordum deliler gibi. Özgürlüğümü elimden alanlara kırılıyordum adaletsizliklerinden, beni görememelerinden yakınıyordum. Dünya çok adaletsizdi. Sevmek, paylaşmak, yüceltmek varken, kimi zaman kendimi ifade edecek gücü kendimde bulamıyordum, çünkü işe yaramıyordu. Beni gören ve hissedenlerle yakınlaşıyor, beni anlayamayanların, kollamayanların yanında kurban gibi hissediyor ve haykırmak istiyordum dünyaya, “Beni görün! Ben özelim!”, diye.

Kurban psikolojisinden çıkabilmek için 37 yaşımda Adler Koçluk Okulu eğitimine başladım. Eğitim ile ilgili tek beklentim bana iyi gelmesiydi ki çok da iyi geldi. “Koçluk bir olma yolculuğudur.” diyordu Adler Koçluk Okulu Liderlerimiz. O zaman bu cümledeki derin manayı anlamamıştım. Ama “Evet” demiştim içimden, “Yeni bir yoldayım.” Bu benim uyanışımın başlangıcıydı. Sonrasında beni çağıran her eğitime, çalışmaya gider oldum, nereye neden gittiğimi tam da bilmeden. Fark ettim ki, yola çıkmaya gerçekten niyet eden, kendisini öylesine bir yolda buluyor ki…

42 yaşındayım.

Benim yolculuğum devam ediyor.

Bulunduğum noktada kendimi çoğunlukla “Kurban” gibi hissetmiyorum. Öyle hissettiğimde de bunun benim hissim olduğunu, bunu bana yapan birinin olmadığını, herşeyi kendi kendime yarattığımı biliyor ve neyi görmem gerekiyor, ne öğrenmem gerekiyor, anlamaya çalışıyorum. Ve kendi içime dönüyorum. Tüm bunlar olurken kendimi sevmeye devam ediyor, kendime ve bulunduğum sisteme şefkatli olmaya niyet ediyorum.

Benim bu bakış açısını kazanmam, sistemi anlamaya başlamam, 40lı yaşlarıma denk geldi. Bu sebeple benim için sitenin ismi “40tan sonra”. Bu sadece bir sembol. Kimse 40 yaşına kadar beklemek zorunda değil. Umarım da beklemez:)

Gittiğim kişisel gelişim eğitimlerinde çok genç arkadaşlarla tanışıyorum. Onların erken yaşlarda bilinç seviyelerini yüksek farkındalıklarla yukarıya çekmiş olmalarına hayran kalıyorum. Çocuklarımın bana verdikleri gerbildirimler, onların algılarının ne kadar da açık olduğunu, olanı olduğu haliyle görebilme kapasitelerini ortaya koyuyor. Yeni neslin anlama kapasitesi içimdeki hayranlığı, sevgiyi daha çok besliyor.

Artık yepyeni bir dönemdeyiz, bunu biliyor ve hissediyorum.

Benim niyetim, 40tan öncesindeki ve sonrasındaki deneyimlerimi paylaşarak başka hayatlara dokunuşlar yapabilmek. Ve kalben inanıyorum ki tüm bu dokunuşlar evrende domino etkisiyle yayılıyor ve büyüyor. Aynen o özel kalplerin bana ulaştığı ve hayatıma dokundukları gibi, sevgi büyüyerek yol alıyor.

40’a çok uzak, çok yakın, yaşınız kaç olursa olsun, içinizdeki sevgi ve şefkati her an hissetmeniz dileğiyle…

Bahar Soysal Özpınar

Leave a Reply